Bildiğiniz gibi, en son çılgınlık bir yapay zeka sistemi olan ChatGPT’dir. Yapay zeka ve arama motoru optimizasyonu (SEO) arasındaki bağlantıyı tartışmak için buradayım.
Bazı insanlar, ChatGPT’nin yapay zekayı ilk kez deneyimlediklerini varsaysa da, aslında durum bu değil.
Gerçekte, yapay zekayı zaten günlük rutinlerimize dahil ettik.
En yaygın kullanılan yapay zeka kuşkusuz Google’dır.
Bir arama kutusu ve bir düğme bulunan düz beyaz sayfanın arkasında devasa bir yapay zeka uygulaması bulunur.
Herhangi bir şirketin Google arama sonuçlarında ilk sayfada hatta ilk üçte yer alması çok önemlidir.
Bunu yapabilmek için her pazarlama yöneticisi stratejisinde SEO çalışmalarına yer verir.
Ne yazık ki çoğu, Google arama motorunun arkasındaki yapay zeka modelini anlamadıkları için istenen sonuçları alamıyor.
Google’ın yapay zekasını birlikte keşfedelim.
Başlamak için Google, arama motorlarının performansını artırmak için yapay zekanın bir alt kümesi olan makine öğreniminden yararlanır.
Peki, makine öğrenimi nedir?
Microsoft bunu şu şekilde tanımlamıştır:
“Makine öğrenimi (ML), bir bilgisayarın doğrudan talimatlar olmadan öğrenmesine yardımcı olmak için matematiksel modelleri kullanma sürecidir.
Bu, yapay zekanın (AI) bir alt kümesi olarak kabul edilir.
Makine öğrenimi, verilerdeki kalıpları tanımlamak için algoritmalar kullanır.
Bu modeller aynı zamanda tahmine dayalı bir veri modeli oluşturmak için de kullanılır.
Veri ve deneyim miktarı arttıkça makine öğreniminin sonuçları da daha doğru hale geliyor. Tıpkı insanlar daha fazla uygulamayla geliştikçe.”
Özetle, bu makineler güçlü bilgisayarlara büyük miktarda veri besleyerek, sizin spesifikasyonlarınıza göre çeşitli hesaplamalar yapar.
Ne kadar çok veri sunarsanız, tahminler o kadar doğru olur.
Şimdi SEO’ya bir göz atalım.
Google, kullanıcılarına harika arama sonuçları sunmak istemektedir.
Yaklaşımlardan biri, insanların ne aradığını ve ne keşfetmeyi umduklarını tahmin etmektir.
Google, her birimize Google’da kullanıcıyım 13427893 gibi bir numara tahsis etti.
Eskiden bu rakamlar Google Analytics’te görülmekteydi.
Yaptığımız her aramayı ve tıkladığımız web sitelerini arama sonuçlarında kaydeder.
Ayrıca, Chrome kullanıyorsanız, tüm tarama geçmişinizi saklar.
Ziyaret ettiğiniz sitelerde Google Analytics yüklüyse bu web sitelerindeki etkileşimlerinizi de günlüğe kaydeder.
Google, büyük miktarda veri toplar ve bizi ayrı kategorilerde gruplandırır.
Ardından, içinde bulunduğumuz grubun davranışını analiz ederek ne aradığımızı bulmak için makine öğrenimini kullanır.
İçinde bulunduğumuz grubun davranışlarından yola çıkarak aynı kelimeleri kullandığımızda ne aradığımızı tahmin edebiliyor.
Örneğin, İngiltere’den biri “futbol” yazdığında, muhtemelen Premier Lig ile ilgili sonuçlar görürken, bir Amerikalı NFL ile ilgili sonuçlar görecektir.
Bu, arama motorunun ne demek istediğimizi nasıl anladığının harika bir örneğidir.
Bunun ikinci kısmı, Google’ın görmek istediğimiz şeyi nasıl tahmin edebileceğidir.
Metin analizini kullanarak web sitelerini sınıflandırır.
Her sayfanın başlığı, açıklaması ve ilk paragrafı Google’ın sunucularında korunur.
Kullanıcıların arama kutusuna yazdıkları kelimeler, Google’ın bir web sitesi hakkında bulup sakladığı kelimelerle ne kadar çok eşleşirse, o web sitesinin arama sonuçlarında görünme olasılığı o kadar artar.
Peki, hemen hemen aynı anahtar kelimeleri içeren siteler nasıl farklı sıralamalar elde ediyor?
Kullanıcı deneyimi burada devreye giriyor.
Kullanıcı deneyimine katkı sağlayan çok sayıda unsur vardır. Ancak özellikle Web sitesinin hızı, tasarımı ve içeriği.
Google’ın web sitelerinin hızını ölçebilen araçları var ancak tasarım ve içeriklerin kalitesini -şimdilik- değerlendirmek mümkün değil.
Kullanıcı deneyimini ölçmek için Google, kullanıcıların o web sitesinde geçirdikleri süreyi, ziyaret ettikleri sayfaların miktarını ve sayfalarda kaç kez gezindiklerini (sayfanın tamamını okuyup okumadıklarını görmek için) kaydeder.
Toplanan veriler kullanılarak Google’ın kullandığı makine öğrenimi modelinin oluşturduğu tahminler de web sitelerinin sıralamasını etkileyecektir.
Kısacası Google, kullanıcıların davranışlarını ve web sitelerinin performansını kaydederek çok büyük miktarda veri biriktirmektedir.
Ardından bu verileri makine öğrenme modelleri ile yorumlayarak sıralamasını oluşturur.
SEO ile ilgili olarak, geri bağlantılar konusu da var, ancak bu bölümde bunu tartışmayacağım.